logo kısmı

İdari Yargıda İvedi Yargılama Usulü - Arzu Bozkurt Şen

İvedi yargılama kavramı, sürelerin kısaltılması ve yargılama usulünün basitleştirilmesi açısından idari yargıda izlenen genel yargılama usulünden farklı bir yargılama sürecini ifade eder.[1]


Yasal çerçevesi 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na eklenen 20/A maddesi ile çizilen ivedi yargılama usulü kanun koyucu tarafından şöyle gerekçelendirilmiştir:[2]


İdari yargıda davaların tümü aynı usul takip edilmek suretiyle sonuçlandırılmaktadır. Ancak idari davaların bazıları, niteliği itibarıyla diğerlerinden farklıdır. Bu tür davaların geciktirilmeksizin karara bağlanması gerekmektedir. Bu bakımdan, gecikerek karar verilmesinde hem idare hem de davacılar bakımından katlanılması zor ya da imkânsız sonuçlar doğuracak sınırlı sayıdaki dava türünün, diğerlerine göre daha ivedi bir şekilde sonuçlandırılması gerekmektedir. Yargısal sürecin, süratle sonuçlandırılması özel önem taşıyan ihale, özelleştirme, acele kamulaştırma uyuşmazlıklarından kaynaklanan bazı davaların ivedilikle sonuçlandırılmaması halinde, hukuki belirsizlik doğmasına neden olunmaktadır. Madde ile Avrupa örneklerinde olduğu gibi idari yargılamaya ivedi yargılama usulü kurumu kazandırılmaktadır.


2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu madde 20/A’da ivedi yargılama usulünün uygulanacağı uyuşmazlıklar sayma yoluyla belirtilmiştir: İhaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemleri, acele kamulaştırma işlemleri, Özelleştirme Yüksek Kurulu kararları, 12.03.1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu uyarınca yapılan satış, tahsis ve kiralama işlemleri, 09.08.1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu uyarınca, idari yaptırım kararları hariç çevresel etki değerlendirmesi sonucu alınan kararlar, 16.05.2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca alınan Bakanlar Kurulu kararları. Ayrıca, 10.09.2014 tarihli ve 6552 sayılı Kanun’un 96. maddesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na eklenen madde 20/B ile Merkezi ve Ortak Sınavlara İlişkin Yargılama Usulü hakkında madde 20/A’da düzenlenen ivedi yargılama usulünden farklı bir ivedi yargılama usulü getirilmiştir.[3]


İvedi yargılamada dava açma süresi, savunma süresi kısaltılmış, özel ilk inceleme ve tebliğ süreleri getirilmiştir. İdarî başvuru imkânı ve yürütmenin durdurulması kararına itiraz kaldırılmıştır. Karar verme süresi kısaltılmış, verilen kararlar istinaf yoluna kapatılmıştır. Diğer taraftan temyiz usulü çabuklaştırılmıştır. Hak kayıplarını önlemek amacıyla mevzuata eklenen ivedi yargılama usulünün hak kayıplarına kaynaklık edebileceği de göz önünde tutulmalıdır:


Yargılama ivedi bir yargılama da olsa, burada önemli olan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde belirtilen ‘makul süre’ kavramına uyulmasıdır. Yargılamanın çok uzun sürmesi nasıl mağduriyetlere yol açıyorsa, yargılamanın makul süreden daha kısa bir sürede yapılması da hak kayıplarına neden olabilir, kişilerin hak arama özgürlüklerini sınırlandırabilir. Bu nedenle, ivedi yargılama kavramı, kişilerin hak arama özgürlüklerini sınırlandıracak derecede kısa bir yargılama olarak kabul edilemez.[4]


Diğer taraftan,

Fransız idare hukukunda ivedi yargılama usulü, aciliyet (urgence) bulunan hallerde, kişilerin temel hak ve özgürlüklerinin ihlalinin önüne geçmek için öngörülmektedir. Aciliyet bulunduğu için yargılamanın hızlı işlemesi de gerekmektedir, ancak asıl hedef kişi haklarına yönelen müdahalenin (tehdidin) önüne geçmektir.[5]


Türk hukukunda ise kişilerin hak kaybına uğramasını önlemekten çok, birçok durumda büyük yatırımlara ilişkin idarece acil görülen ve ekonomik boyutu da bulunan acele kamulaştırma, özelleştirme, turizmi teşvik uyarınca yapılan satış, tahsis, kiralama, çevresel etki değerlendirmesi kararları ve afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi gibi konularda yargılama sürecinin kısaltılmasının amaçlandığı görülmektedir.

 

Bu usulde yargılamanın hızlı yapılması ile adaletin tesis edilmesi arasında bir denge kurulması gerektiği unutulmamalıdır.

[¨] Kamu Yönetimi, 1994.

[1] Kasapoğlu Turhan, Mine (2015) "İdari Yargıda İvedi Yargılama Usulü”, Ankara Barosu Dergisi, Sayı 3, s. 185-219, s. 187.

[2] TBMM (2013) "Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu”, https://www5.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem24/yil01/ss521.pdf, s. 6, (Erişim Tarihi, Mayıs 2024).

[3] TC Cumhurbaşkanlığı Mevzuat Bilgi Sistemi (2024) "İdari Yargılama Usulü Kanunu”, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=2577&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5, (Erişim Tarihi, Mayıs 2024). 

[4] Kasapoğlu Turhan, a.g.m., s. 188.

[5] Çağlayan, Ramazan (2014) "Fransız ve Türk İdarî Yargılama Hukuklarında İvedi Yargılama Usulü”, EÜHFD, C. XVIII, S. 3–4, s. 1-41, s. 3.

Untitled
* Yazıların içeriğinden ve kaynakların doğruluğundan yazarlar sorumludur.
** Mülkiye Sözlük Yürütme Kurulu, internet sitesini oluşturan IKON-X Bilişim Kolektifine, Mülkiye Sözlük logosunu hazırlayan Mineral Ajans'a ve işitsel içeriği oluşturan sayın Çiğdem Gönen’e içtenlikle teşekkür eder.