logo kısmı

Sivil İtaatsizlik - Ünsal Doğan Başkır

Sivil itaatsizlik, genel anlamda, demokratik hukuk düzeninde ortaya çıkan, bu düzenin yasal çerçevesini kabul eden ama yasadaki, izlenen politikalardaki ya da yargı kararlarındaki bir adaletsizliğe karşı meydana gelen, şiddeti dışlayan ve kamusal olarak icra edilen bir ihlal eylemi olarak tanımlanabilir. Sivil itaatsizlik eylemleri düzeni ortadan kaldırmayı değil, onu dönüştürmeyi amaçlamaktadırlar. Yasanın ortadan kaldırılmasından veya ilga edilmesinden ziyade, yasal çerçevenin demokratikleştirilmesi ve adil hale getirilmesi talebini somutlaştırırlar. Onları devrimci eylemden ayıran da (deyim yerindeyse) bu ‘reformist’ nitelikleridir.

 

Yirminci yüzyılın önde gelen siyaset filozoflarından Jürgen Habermas, sivil itaatsizliği "demokratik hukuk devletinin denektaşı” olarak niteler. Demokratik hukuk devletinin yurttaşların rızasına dayalı bir meşruiyet zemini üzerinde durduğunu ve bu rıza olmaksızın varlığını sürdüremeyeceğini belirterek sivil itaatsizliğin demokratik hukuk devletinin meşruiyetine ilişkin bir sorgulama olduğunu savunur Habermas.[1] Sivil itaatsizlik sayesinde anayasal ilkeler, pozitif hukuka bağımlı olmaksızın dile getirilip olumlanabilmektedir.

 

Sivil itaatsizliğin haklılığı veya temellendirilmesi, anayasanın tamamlanmamış bir proje olarak dinamik kavrayışına dayanır. Buna göre anayasal devlet tamamlanmış değil, yanılabilen ve değişen şartlara göre tashih edilebilen hassas bir müessesedir. Sivil itaatsizliği demokratik hukuk devletinin bir öğesi mertebesine yükselten bu bakış açısına göre, devlet meşruiyetini yalnızca yasallıktan alıyor olamaz; bunun yanında ahlaki (ve dolayısıyla akılcı) bir temellendirme zemini de gereklidir. Hukuk, ahlâk ve politikanın birbiriyle karşılıklı bağımlılık ilişkisi içinde oldukları ve ahlaki temellendirmenin düzenin omurgasını oluşturduğu bu anlayışa göre, sivil itaatsizlik tam da bu ahlaki temellendirmenin sınanması işlevini yerine getirmekte, bu bağlamda da "meşruiyetle yasallığın arasında bir noktaya” denk düşmektedir.[2] [3]

 

Mahatma Gandhi’nin ünlü ‘Tuz Yürüyüşü’, yirminci yüzyıl başında İngiltere’deki ‘Women’s Social and Political Union’ın (WSPU -Toplumsal ve Siyasal Kadın Birliği) oy hakkı için gerçekleştirdiği protestolar, Amerika’da öncülüğünü Rosa Parks’ın yaptığı Montgomery otobüs boykotu ve sivil haklar hareketinin eylemleri, Nelson Mandela’nın ‘apartheid’ karşısındaki direnişi, dünya çapındaki ‘Occupy Wall Street’ eylemleri ve ülkemizdeki Gezi Parkı direnişi sivil itaatsizlik eylemlerine örnek olarak gösterilebilir.

 

[¨] Uluslararası İlişkiler, 2006.

[1] Jürgen Habermas (1996) Between Facts and Norms, Cambridge, MA: The MIT Press, s. 383.

[2] Jürgen Habermas (2001) "Sivil İtaatsizlik: Demokratik Hukuk Devletinin Denektaşı. Almanya’da Otoriter Legalizm Karşıtlığı”, Coşar, Y. (Der.), Kamu Vicdanına Çağrı: Sivil İtaatsizlik, Çeviren Yakup Coşar, İstanbul: Ayrıntı Yayınları, s. 139. 

[3] Konuya ilişki ayrıntılı bir inceleme için Yakup Coşar’ın derlediği Kamu Vicdanına Çağrı: Sivil İtaatsizlik başlıklı esere bakılabilir: Yakup Coşar (Der.) (2001) Kamu Vicdanına Çağrı: Sivil İtaatsizlik, İstanbul: Ayrıntı Yayınları.

Untitled
* Yazıların içeriğinden ve kaynakların doğruluğundan yazarlar sorumludur.
** Mülkiye Sözlük Yürütme Kurulu, internet sitesini oluşturan IKON-X Bilişim Kolektifine, Mülkiye Sözlük logosunu hazırlayan Mineral Ajans'a ve işitsel içeriği oluşturan sayın Çiğdem Gönen’e içtenlikle teşekkür eder.