Çıkaran kuruluşun, taşıyana üzerinde yazan miktarın ödenmesini garanti ettiği, basılı yasal ödeme aracına banknot denir.[1] Günümüzde çağının sonuna geldiği görüşü hızla yaygınlık kazanmaya başlayan banknot ya da bir başka deyişle kâğıt paranın insanların yaşamına girmesi için uzun bir süreç geçirildi. Takas yöntemi ile başlayan ticari ilişkilerde ilerleyen dönemde değerli madenler değişim aracı olarak kullanıldı. Uzak yöreler arasındaki ticaret, toprak/kil tabletler, deri ve kağıtlar üzerindeki yazışmalarla ilk kaydî paranın kaynağını oluşturdu. Günümüz bulgularına göre altın ve gümüş alaşımı para Lidyalılar tarafından M.Ö. 500’lerde Anadolu’da kullanılmaya başladı. Manisa ilinin Salihli ilçesi yakınlarındaki Antik Sardes kenti ilk metal paranın (sikkenin) basım yeri olarak tarihe geçti. Egemenlik gücünü temsil eden kabartıların bulunduğu bu sikkelerin alım gücü basımda kullanılan altın veya gümüş miktarı ile eş değerde idi. Yine milattan önce bu kez deri ve kâğıt üzerine ticari alacakların yazılmasıyla başlayan değişim aracı uygulaması da deri ve kâğıttan paranın başlangıcı oldu. MÖ 118 yılında Çinliler deri para kullandılar. İlk kâğıt para ise MS 806 yılında yine Çin’de ortaya çıktı. İngiltere’de bireylerin birikimleri olan altınlarını senet karşılığı saklayan tacirlerin başlattığı akım, 18. yüzyıldan itibaren uluslararası ticaretin önde gelen ülkelerinin piyasaya sürdükleri kâğıt paraları belirli miktarda altının değerine bağlamaları sonucunu doğurdu. İlk metal paranın beşiği olan Anadolu’nun kâğıt para ile tanışması için uzun zaman geçmesi gerekti. Osmanlı’nın banknotla tanışması Padişah Abdülmecit tarafından 1840 yılında "Kaime-i Nakdiye-i Mutebere” adıyla, günümüz sözcükleriyle "Para Yerine Geçen Kâğıt” adıyla çıkarılan belgelerle oldu. Ancak, bu belgeler faiz getirili borç senedi, günümüzdeki adıyla hazine bonosu niteliğinde olduğu için genel banknot tanımıyla tam uyumlu değildi. İngiliz Fransız sermayeli Osmanlı Bankası’na imparatorlukça verilen imtiyazın sonucu olarak istendiği zaman altına çevrilme taahhüdüyle banknotlar Osmanlı topraklarında 1863 yılında dolaşıma çıkarıldı. Bu imtiyaza, 5 Aralık 1927’de son verildi. Bu tarihte "Mevcut Evrak-ı Nakdiyenin Yenileriyle İstibdaline Dair Kanun” uyarınca Mülkiye 1903 mezunu Mustafa Abdülhalik (Renda) Bey’in Maliye Bakanlığı döneminde Cumhuriyet yönetiminin ilk parası bastırıldı. Thomas De La Rue adlı İngiliz firmasınca filigranlı kâğıtlara kabartma olarak çoğaltılan Türk Lirası 5 Aralık 1927’de piyasaya çıkarıldı. Böylece Osmanlı banknotları 4 Eylül 1928 tarihinden itibaren geçersiz hale geldi. 3 Ekim 1931 tarihinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın faaliyete geçmesinden itibaren banknot imtiyazı da bu kuruma devredildi. Günümüzde Türk banknotları, Merkez Bankası’na bağlı olarak 1958 yılında çalışmaya başlayan Ankara’daki Banknot Matbaası’nda basılmakta. Mülkiye 1937 mezunu Prof. Aziz Köklü’den ders gören dört öğrenci banknot basma imtiyazı bulunan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nda başkanlık görevinde bulundu.[2] [¨] Maliye ve İktisat Şubesi, 1971. [1] TCMB (2024) "Banknot (Banknote)”, Terimler Sözlüğü, https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/tr/tcmb+tr/main+menu/banka+hakkinda/egitim-akademik/terimler+sozlugu/, (Erişim Tarihi: Temmuz 2024). [2] Maddenin yazımında şu kaynaklardan yararlanılmıştır: Oktar Türel (2021) Küresel İktisadın Tarihçesi, İstanbul: Yordam Yayınları; TCMB (2017) "Kâğıt Paranın Tarihçesi”, https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/d189b219-fe71-40bf-9754-6a5f7d0a65eb/KagitParaTarihce.pdf?MOD=AJPERES, (Erişim Tarihi, Nisan 2024); Süleyman Yükçü ve Gülşah Atağan (2011) "Ortadoğu’da Zaman Tünelinde Ticaret”, Muhasebe ve Finans Tarihi Araştırmaları Dergisi, Sayı 1, s. 89-109; Aziz Köklü (1968) İktisat Dersleri Giriş, Ankara: Sevinç Matbaası. |