1959 yılında İzmir Atatürk Lisesi’nden mezun oldum. 14 arkadaş Basmane’den trene binip Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin (SBF) sınavına girmek üzere Ankara’ya geldik. O zamanlar her fakülte giriş sınavını kendi yapıyordu. Sınavsız girilen fakülteler de vardı. 13’ümüz sınavı kazandık. İzmir Atatürk Lisesi Türkiye’nin en iyisi, değilse de, en iyilerinden biriydi. Mülkiye de (SBF) en prestijli fakülteydi… İlk yıl dersler ortaktı. Üçüncü sınıfa geçince üç bölümden birini (Maliye ve İktisat Şubesi, İdari Şube, Diplomasi ve Dış Münasebetler Şubesi) seçmek serbestti ama Diplomasi Şubesi 15 öğrenciyi yabancı dil sınavıyla alıyordu. Kolej, Galatasaray Lisesi, Saint-Josef, Saint-Benoit, Alman Lisesi mezunları ya da diplomat çocukları diplomasi bölümüne girebiliyordu… Fakülte ve yurt aynı binadaydı. Dikimevi tarafı yurt; Hukuk Fakültesi tarafında derslikler, kütüphane ve konferans salonu vardı. Bir de ünlü Sütunlu Salon… Çoğunluk yurtta kalıyorduk. İlişkiler son derecede sıcak ve samimiydi. Bir aile gibiydik demek abartma olmaz. Demokrat Parti (DP) iktidarının üçüncü dönemiydi. DP (Menderes iktidarı) 1957 seçimlerinde önemli oy kaybına uğramıştı. Toplum aşırı kutuplaştırılmıştı. O kadar ki köylerde kahveler, camiler bile ayrılmıştı. Kutuplaştırmak bir yönetim klasiğidir. Baskı her geçen gün artıyordu. Gazetelerin bazı sayfaları beyaz veya bazı sütunları siyah çıkıyordu. Cumhuriyet gazetesini koynumuzda taşıyorduk. CHP’ye ve SBF’ye yönelik baskı artıyordu. CHP lideri İsmet İnönü’ye saldırıyı hatırlıyorum. 18 Nisan 1960’ta Tahkikat Komisyonu’nun kurulması bir kırılma noktası oldu. Tahkikat Komisyonu tek parti döneminin İstiklâl Mahkemeleri’nin hortlaması gibi bir şeydi. 28 Nisan 1960’ta İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin DP’yi protesto mitinginde Orman Fakültesi öğrencisi arkadaşımız Turan Emeksiz polis kurşunuyla öldürüldü. Biz de ertesi gün, 29 Nisan’da Ankara’da Fakülte’nin önünde bir protesto eylemi başlattık Hukuk Fakültesi’nden arkadaşlarımızla birlikte. İşte, konuşmalar yapılıyor, şiirler okunuyor, marşlar söyleniyordu. Doğru hatırlıyorsam, saat akşam beş sıralarında polis ve jandarma ortak saldırıya geçti. Fakültenin ikinci katını kurşun yağmuruna tuttular. Dışarıya kaçmak mümkün değildi. Fakültenin giriş kapısından Sütunlu Salon’a, oradan yurt tarafına, yemekhane tarafına kaçtım. Yemekhane bodrumdaydı. Herhalde merdivenlerden inerken bir darbe almışım. Ertesi sabah uyandığımda Tıp Fakültesi Hastanesi’nde beyaz çarşaflar altındaydım. Zarif bir kadın doktor muayene etti ve "Siz çıkabilirsiniz” dedi. Doğruca fakültenin yurduna gittim. Kapıda asma kilit var. Ön tarafa fakültenin ana giriş kapısına vardım, orada da asma kilit var. Şaşırmıştım. Hiçbir şey anlamıyordum. Meğer ben hastanedeyken sıkıyönetim ilan edilmiş, fakülteler ve yurtlar kapatılmış. Herkes memleketine gönderilmiş. Öylece kala kaldım. Para yok, gidecek bir tanıdık yok. Ortaokuldan arkadaşım Enver’in babasının Çubuk Barajı’nda jandarma komutanı olduğunu biliyordum. Zar zor onlara gittim. Ödünç para alıp İzmir’e gitme niyetim var ama "Amca, bana ödünç para ver” demek zor. Bizden küçük bir oğlu vardı, bir ayağından engelliydi. Ona, "Buralarda para kazanmanın bir yolu var mı?” dedim. "Var abi, bir küp buluruz, suyla doldururuz, buz koyup su satarız” dedi. O zaman Çubuk Barajı özellikle hafta sonları piknik yeriymiş. Bir cumartesi günü dediğini yaptık ama işin çoğunu o yaptı. Barajın sol tarafına küpü yerleştirdik. Bir kupa suyu beş kuruşa satıyorduk. O su satıyor ben de oturuyordum. Bizim sınıftan bir kız arkadaşım da çıka gelmez mi… "Fikret, burada ne yapıyorsun?” dedi. "O su satıyor ben de ona eşlik ediyorum” dedim. Sanki su satmak utanılacak bir şeymiş gibi… Eğitimin insanları içinden çıktıkları sınıfa yabancılaştırdığını daha sonra fark ettim. Günün sonunda 37,5 lira kazanmışız, parayı bölüştük. Ertesi gün beni bisikletle Etlik’teki otobüs garajına götürdü. İzmir’de iken bir sabah uyandığımda radyoda "Türk ordusu iktidara el koydu” haberi var. Meğer 27 Mayıs Askeri Darbesi olmuş. Bir süre sonra sıkıyönetim kalktı, fakülteler açıldı ve Ankara’ya döndüm… [¨] Maliye ve İktisat Şubesi, 1965. |