Hakikat sonrası (post-truth) kavramı ilk kez 1992’de Steve Tesich[1] tarafından kullanılmıştır. 2000’lerden itibaren sosyal bilim tartışmalarında yer alan ancak esas olarak 2016 yılında Oxford Sözlük tarafından yılın kelimesi seçilmesiyle, siyaset biliminden medyaya, sosyolojiden uluslararası ilişkilere pek çok alanın ve kamusal tartışmanın merkezinde yer alan bir kavram haline gelmiştir. Türkçeye hakikat sonrası olarak çevrilmiş ve dile büyük oranda bu şekilde yerleşmiş olsa da olguya vurgu yapan Almanca’daki postfaktisch (olgu sonrası) ifadesi de kavramın içeriği dikkate alındığında kullanışlıdır. Kavram, Oxford Sözlük’te "belirli bir konuda nesnel olguların kamuoyunu belirlemede duygulardan ve kişisel kanaatlerden daha az etkili olması durumu”[2] olarak tanımlanır. Hakikat sonrasında kamuoyunun belirlenmesinde, bilim, akıl, nesnel sorunlar, olgular gibi etkenlerin yerini, akıl dışı, nesnel olmayan, olgusal olmayan, bilişsel önyargılara dayanabilecek iddiaların etkili olduğu görülmektedir. 2016 yılında bir yandan ABD’deki Başkanlık seçimlerinde pek çok yalan söylese ve bunların yalan olduğu bilinse de adaylardan Donald Trump’ın önemli bir kamuoyu desteği bulması, diğer yandan İngiltere’de Avrupa Birliği’nden çıkışın oylandığı Brexit referandumunda medya manipülasyonlarının yoğun olarak kullanılması ve etkili olması, hakikat sonrası kavramının yılın kelimesi olarak seçilmesine ve bu tartışmalardan sonra sayısız çalışmanın konusu olmasına yol açtı. McIntyre’a göre,[3] "2016 yılındaki Brexit ve ABD Başkanlık seçimlerine damgasını vuran, gerçeklerin üstünün örtülmesi, akıl yürütmenin yaslandığı kanıta dayalı ölçütlerin bertaraf edilmesi ve göz göre göre yalan söylenmesi gibi örnekleri hesaba kattığımızda pek çok kişi dehşet içindeydi.” Hakikat sonrası kavramını doğuran temel siyasal, ekonomik, toplumsal ve teknolojik gelişmeler arasında post-politika, dinin kamusal etkisinin artması, postmodernizm, bilim ve akıl karşıtlığının yükselişi ve internet medyasının kamusal tartışmayı belirlemedeki artan gücü sayılabilir. Kamusal tartışmada yalanın yeni bir biçimi olan hakikat sonrasını daha önceki deneyimlerden ayıran, internet medyasının da etkisiyle yalan ve yanlış bilgilerin eskiye nazaran daha hızlı yayılması, söyleyen ve dinleyen tarafından açıkça yalan olduğu bilinen bir bilginin hakikat olarak kabul edilmesidir. Hakikat sonrası dönemde kamusal tartışma olgulara dayanmadan devam ettirilmeye çalışılmaktadır. Bu bağlamda hakikat sonrası tartışmalarının bir diğer yansıması da "fact-checking” adı verilen doğrulama mecralarının ortaya çıkmasıdır. Hakikat sonrası tartışması, kamusal etkilerinin artmasıyla birlikte hem popüler hem de akademik mecralarda sürdürülmektedir. [•] Uluslararası İlişkiler, 2010. [1] Steve Tesich (1992) "A Government of Lies”, The Nation, 254(1): 1-6. [2] Oxford Languages (2016) "Word of the Year 2016”, https://languages.oup.com/word-of-the-year/2016, (Erişim Tarihi: Ağustos 2024). [3] Lee McIntyre (2022) Hakikat Sonrası, Çeviren Mehmet Fahrettin Biçici, İstanbul: Tellekt, s. 23-24.
|